Program

Başlık: Eğitimde Üretken Yapay Zeka Araçları ile Ders Tasarımı

Günümüz eğitiminde üretken yapay zeka araçları, öğretmenlerin ders tasarım süreçlerini dönüştüren güçlü bir kaynak haline gelmiştir. Bu çalıştayda, üretken yapay zeka araçlarının ders planlamaya nasıl entegre edilebileceği ele alınacaktır. Katılımcılar, etkileşimli ve yaratıcı ders materyalleri oluşturma, hikâyeleştirme, görselleştirme, seslendirme ve öğrenci katılımını artırmaya yönelik yöntemler gibi farklı teknikleri uygulamalı olarak deneyimleyeceklerdir.

Atölye süresince, üretken yapay zeka araçlarının farklı öğrenme stillerine uygun içerik üretme süreçlerinde nasıl kullanılabileceği örneklerle aktarılacaktır. Metin, görsel ve ses tabanlı içerik oluşturmanın yanı sıra, derslerde üretken yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimlerinin nasıl sağlanabileceği üzerinde durulacaktır. Katılımcılar, kendi sınıflarına yönelik özgün ders içerikleri tasarlayarak, öğretim süreçlerini nasıl daha verimli ve etkili hale getirebileceklerini keşfedeceklerdir.

Ders tasarımında yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek, üretken yapay zeka araçlarını sınıf ortamında etkin bir şekilde kullanmayı öğrenmek ve teknoloji destekli öğretim süreçlerine dair yeni perspektifler kazanmak isteyen tüm eğitimcileri bu interaktif çalıştaya bekliyoruz.

P4C ile Çocuklar(l)a Okumak
Arkadaşlığın Sessiz Dansı: Ayşece ile Eğlenceli P4C Atölyesi

Çocuk kitapları yazarı ve P4C kolaylaştırıcısı Ayşegül Akbulut Çetinkol’un yönlendireceği bu atölye, okul öncesi öğretmenlerine yönelik interaktif ve oyun temelli bir deneyim sunuyor. P4C (Çocuklar için Felsefe) yaklaşımının temel prensiplerini içeren oturum, öğretmenlere hikâye okuma sırasında çocuklarla nasıl açık uçlu sorular sorabileceklerini ve yaratıcı drama ile felsefi tartışmaları nasıl eğlenceli hale getirebileceklerini gösteriyor.

Katılımcılar, “Ayşece” kitabı üzerinden sessizlik, empati ve arkadaşlık temalarını keşfederken, P4C yöntemleriyle hikâyeye dayalı sorular oluşturacak ve topluluk sorgulaması yapacak. Etkinlik, düşünme becerilerini destekleyen yaratıcı bir bileklik tasarımıyla tamamlanacak. Felsefi düşünmeyi küçük yaşlardan itibaren teşvik etmek isteyen eğitimciler için kaçırılmayacak bir atölye!

“Duygusal Zekası Yüksek Sınıf İklimi Oluşturmak”

Okul öncesi dönem, öğrencilerimizin hızla büyüdüğü, biz eğitimcilerin de onların sosyal duygusal gelişimlerinin her anına tanıklık ve yardım ettiğimiz bir dönemdir. Sınıfınızın olumlu iklimini sosyal duygusal öğrenme yaklaşımlarının temeline oturtmak hem sizin hem de öğrencilerinizin duygusal zekalarına büyük destekte bulunur.

Bu atölye çalışmasında sınıfınızda temel SDÖ becerilerini nasıl öğretebileceğinizin üzerinde durulacak, temel duygusal zeka ilkeleri ile paralel etkinlikler paylaşılacaktır. Atölye sonunda katılımcılarla etkinliklerin uygulama yönergeleri ve notlar paylaşılacaktır.

Okulöncesi eğitimde değerlendirme, çocuk hakkında bilgi toplama, bu bilgileri gözden geçirme ve ardından çocuğun anlayabileceği ve öğrenebileceği düzeyde öğrenme deneyimleri planlamak için kullanma sürecidir. Değerlendirme, yüksek kaliteli bir okulöncesi eğitim programının kritik bir parçasıdır.

Bir çocuğun performansını ve gelişimini süreç boyunca gözlemlemek ve belgelemek, onun büyümesi ve öğrenme yolculuğu hakkında değerli bilgiler sağlar. Bu bilgiler, eğitimcilerin her çocuk için uygun müfredatı belirlemelerine ve etkili bireyselleştirilmiş eğitim planlamalarına olanak tanır. Aynı zamanda, bu değerlendirme kayıtları ebeveynlerle paylaşılabilecek önemli bir araç olarak işlev görür. Ebeveynler, çocuklarının okulda gösterdiği ilerlemeyi takip edebilir, güçlü ve gelişime açık yönlerini anlayabilir ve öğrenmeyi evde nasıl destekleyebilecekleri konusunda bilgi sahibi olabilirler.

Bu atölye çalışmasında, okulöncesi eğitim programlarında değerlendirmenin yeri, çeşitli değerlendirme yöntemleri ve stratejileri ele alınacaktır. Özellikle ön değerlendirme, süreç değerlendirme, sonuç değerlendirme, öz değerlendirme ve akran geri bildirimi gibi yöntemlerin uygulanma biçimleri ve örnekleri üzerinde durulacaktır. Atölye, öğretmenlerin bu yöntemleri etkili bir şekilde kullanmalarını desteklemeyi amaçlamaktadır.

EĞİTİMDE DUYUSAL STRATEJİLER ÇALIŞTAYI

Bu çalıştayın amacı, öğretmenlere çocuklarda duyusal işleme bozuklukları (SPD) hakkında daha derin bir anlayış kazandırmak ve sınıftaki benzersiz ihtiyaçlarını desteklemek için pratik stratejiler sunmaktır. Duyusal işleme zorlukları, bir çocuğun odaklanma, duygularını düzenleme ve günlük aktivitelere katılma yeteneğini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu oturumda, eğitimciler ses, dokunma veya hareket gibi uyaranlara aşırı tepki verme veya tepki vermeme gibi yaygın duyusal hassasiyetleri belirlemeyi öğrenecekler. Çalıştay, duyusal dostu ortamlar yaratmanın ve hareket molaları, sakinleştirici araçlar veya uyarlanabilir oturma gibi bireyselleştirilmiş duyusal stratejileri uygulamanın önemini vurgulayacaktır. Katılımcılar ayrıca, öğrencilere tutarlı destek sağlamak için ebeveynler ve ergoterapistlerle çalışmak için iş birlikçi yaklaşımları keşfedecekler. Bu çalıştay, farkındalığı ve pratik becerileri teşvik ederek, öğretmenlerin SPD'li çocukların akademik, sosyal ve duygusal olarak gelişebileceği kapsayıcı, destekleyici sınıflar oluşturmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Mekânın Pedagojisi: Doğada ve Açık Alanlarda Öğrenme Olanakları 

Bu oturumda, açık hava ortamlarının okul öncesi dönemde çocuk gelişimi üzerindeki çok boyutlu etkileri ele alınacaktır. Doğal mekânların sunduğu öğrenme olanakları; affordans kuramı, mekânın pedagojik çağrısı ve yetişkinin rehberlik rolü çerçevesinde değerlendirilecektir. Çocukların doğada gerçekleştirdikleri serbest ve riskli oyunların; öz düzenleme, problem çözme, yaratıcılık ve sosyal becerilerini nasıl desteklediğine dair saha gözlemleri ve örnek uygulamalar paylaşılacaktır. Atölye süresince katılımcılar, açık alanları eğitimsel bir kaynak olarak değerlendirme ve doğa temelli mekân tasarımı konusunda farkındalık kazanacaklardır. Etkinlik, doğayı pasif bir arka plan olmaktan çıkararak, öğrenmenin etkin bir bileşeni haline getiren pedagojik yaklaşımları görünür kılmayı amaçlamaktadır. Kurumlarda açık hava ortamlarının daha işlevsel ve kapsayıcı biçimde kullanılabilmesine yönelik ilham ve araçlar sunulacaktır.

Sınıfta Şefkatli İletişimin 4 Anahtarı

Öğretmenler, okul başta olmak üzere tüm öğrenme ortamlarının temel varoluş amacının, yani öğrenmenin gerçekleşebilmesi için kilit bir rol üstleniyor. Bu rolü taşıyan öğretmen, kendisini destekleyecek kaynaklara erişemediğinde veya iş yükünün içinde nefes alamadığında tükenip yalnızlaşabiliyor. Öğretmenin, kendi ihtiyaçlarını fark edip karşılaması, onun mesleğine dönük değerlerini yaşamasının, sınıf ortamında öğrencilerle güvenli bağlar kurmasının ve öğrenmeyi sağlamasının da anahtarı…

Psikoterapist Marshall B. Rosenberg’in kurucusu olduğu Şiddetsiz İletişim yaklaşımıyla bir tanışma alanı açacağımız bu atölyede, sınıfta kendiimizle ve öğrencilerle şefkatli iletişim kurmanın 4 temel anahtarını paylaşmayı amaçlıyorum.

Konu başlıkları:

   -  Zorlandığım anlarda hem kendime hem öğrencilerime nasıl şefkat geliştirebilirim?

      -   Şiddetsiz İletişim yaklaşımını uygulamak ilişkilere hangi yollarla kolaylık getirebilir?

      -    Güçlü ve sağlıklı bağlar kurmanın temel anahtarları nelerdir?

Başlık: Eğitimde Üretken Yapay Zeka Araçları ile Ders Tasarımı

Günümüz eğitiminde üretken yapay zeka araçları, öğretmenlerin ders tasarım süreçlerini dönüştüren güçlü bir kaynak haline gelmiştir. Bu çalıştayda, üretken yapay zeka araçlarının ders planlamaya nasıl entegre edilebileceği ele alınacaktır. Katılımcılar, etkileşimli ve yaratıcı ders materyalleri oluşturma, hikâyeleştirme, görselleştirme, seslendirme ve öğrenci katılımını artırmaya yönelik yöntemler gibi farklı teknikleri uygulamalı olarak deneyimleyeceklerdir.

Atölye süresince, üretken yapay zeka araçlarının farklı öğrenme stillerine uygun içerik üretme süreçlerinde nasıl kullanılabileceği örneklerle aktarılacaktır. Metin, görsel ve ses tabanlı içerik oluşturmanın yanı sıra, derslerde üretken yapay zeka destekli kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimlerinin nasıl sağlanabileceği üzerinde durulacaktır. Katılımcılar, kendi sınıflarına yönelik özgün ders içerikleri tasarlayarak, öğretim süreçlerini nasıl daha verimli ve etkili hale getirebileceklerini keşfedeceklerdir.

Ders tasarımında yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek, üretken yapay zeka araçlarını sınıf ortamında etkin bir şekilde kullanmayı öğrenmek ve teknoloji destekli öğretim süreçlerine dair yeni perspektifler kazanmak isteyen tüm eğitimcileri bu interaktif çalıştaya bekliyoruz.

P4C ile Çocuklar(l)a Okumak
Arkadaşlığın Sessiz Dansı: Ayşece ile Eğlenceli P4C Atölyesi

Çocuk kitapları yazarı ve P4C kolaylaştırıcısı Ayşegül Akbulut Çetinkol’un yönlendireceği bu atölye, okul öncesi öğretmenlerine yönelik interaktif ve oyun temelli bir deneyim sunuyor. P4C (Çocuklar için Felsefe) yaklaşımının temel prensiplerini içeren oturum, öğretmenlere hikâye okuma sırasında çocuklarla nasıl açık uçlu sorular sorabileceklerini ve yaratıcı drama ile felsefi tartışmaları nasıl eğlenceli hale getirebileceklerini gösteriyor.

Katılımcılar, “Ayşece” kitabı üzerinden sessizlik, empati ve arkadaşlık temalarını keşfederken, P4C yöntemleriyle hikâyeye dayalı sorular oluşturacak ve topluluk sorgulaması yapacak. Etkinlik, düşünme becerilerini destekleyen yaratıcı bir bileklik tasarımıyla tamamlanacak. Felsefi düşünmeyi küçük yaşlardan itibaren teşvik etmek isteyen eğitimciler için kaçırılmayacak bir atölye!

“Duygusal Zekası Yüksek Sınıf İklimi Oluşturmak”

Okul öncesi dönem, öğrencilerimizin hızla büyüdüğü, biz eğitimcilerin de onların sosyal duygusal gelişimlerinin her anına tanıklık ve yardım ettiğimiz bir dönemdir. Sınıfınızın olumlu iklimini sosyal duygusal öğrenme yaklaşımlarının temeline oturtmak hem sizin hem de öğrencilerinizin duygusal zekalarına büyük destekte bulunur.

Bu atölye çalışmasında sınıfınızda temel SDÖ becerilerini nasıl öğretebileceğinizin üzerinde durulacak, temel duygusal zeka ilkeleri ile paralel etkinlikler paylaşılacaktır. Atölye sonunda katılımcılarla etkinliklerin uygulama yönergeleri ve notlar paylaşılacaktır.

Okulöncesi eğitimde değerlendirme, çocuk hakkında bilgi toplama, bu bilgileri gözden geçirme ve ardından çocuğun anlayabileceği ve öğrenebileceği düzeyde öğrenme deneyimleri planlamak için kullanma sürecidir. Değerlendirme, yüksek kaliteli bir okulöncesi eğitim programının kritik bir parçasıdır.

Bir çocuğun performansını ve gelişimini süreç boyunca gözlemlemek ve belgelemek, onun büyümesi ve öğrenme yolculuğu hakkında değerli bilgiler sağlar. Bu bilgiler, eğitimcilerin her çocuk için uygun müfredatı belirlemelerine ve etkili bireyselleştirilmiş eğitim planlamalarına olanak tanır. Aynı zamanda, bu değerlendirme kayıtları ebeveynlerle paylaşılabilecek önemli bir araç olarak işlev görür. Ebeveynler, çocuklarının okulda gösterdiği ilerlemeyi takip edebilir, güçlü ve gelişime açık yönlerini anlayabilir ve öğrenmeyi evde nasıl destekleyebilecekleri konusunda bilgi sahibi olabilirler.

Bu atölye çalışmasında, okulöncesi eğitim programlarında değerlendirmenin yeri, çeşitli değerlendirme yöntemleri ve stratejileri ele alınacaktır. Özellikle ön değerlendirme, süreç değerlendirme, sonuç değerlendirme, öz değerlendirme ve akran geri bildirimi gibi yöntemlerin uygulanma biçimleri ve örnekleri üzerinde durulacaktır. Atölye, öğretmenlerin bu yöntemleri etkili bir şekilde kullanmalarını desteklemeyi amaçlamaktadır.

EĞİTİMDE DUYUSAL STRATEJİLER ÇALIŞTAYI

Bu çalıştayın amacı, öğretmenlere çocuklarda duyusal işleme bozuklukları (SPD) hakkında daha derin bir anlayış kazandırmak ve sınıftaki benzersiz ihtiyaçlarını desteklemek için pratik stratejiler sunmaktır. Duyusal işleme zorlukları, bir çocuğun odaklanma, duygularını düzenleme ve günlük aktivitelere katılma yeteneğini önemli ölçüde etkileyebilir. Bu oturumda, eğitimciler ses, dokunma veya hareket gibi uyaranlara aşırı tepki verme veya tepki vermeme gibi yaygın duyusal hassasiyetleri belirlemeyi öğrenecekler. Çalıştay, duyusal dostu ortamlar yaratmanın ve hareket molaları, sakinleştirici araçlar veya uyarlanabilir oturma gibi bireyselleştirilmiş duyusal stratejileri uygulamanın önemini vurgulayacaktır. Katılımcılar ayrıca, öğrencilere tutarlı destek sağlamak için ebeveynler ve ergoterapistlerle çalışmak için iş birlikçi yaklaşımları keşfedecekler. Bu çalıştay, farkındalığı ve pratik becerileri teşvik ederek, öğretmenlerin SPD'li çocukların akademik, sosyal ve duygusal olarak gelişebileceği kapsayıcı, destekleyici sınıflar oluşturmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Mekânın Pedagojisi: Doğada ve Açık Alanlarda Öğrenme Olanakları 

Bu oturumda, açık hava ortamlarının okul öncesi dönemde çocuk gelişimi üzerindeki çok boyutlu etkileri ele alınacaktır. Doğal mekânların sunduğu öğrenme olanakları; affordans kuramı, mekânın pedagojik çağrısı ve yetişkinin rehberlik rolü çerçevesinde değerlendirilecektir. Çocukların doğada gerçekleştirdikleri serbest ve riskli oyunların; öz düzenleme, problem çözme, yaratıcılık ve sosyal becerilerini nasıl desteklediğine dair saha gözlemleri ve örnek uygulamalar paylaşılacaktır. Atölye süresince katılımcılar, açık alanları eğitimsel bir kaynak olarak değerlendirme ve doğa temelli mekân tasarımı konusunda farkındalık kazanacaklardır. Etkinlik, doğayı pasif bir arka plan olmaktan çıkararak, öğrenmenin etkin bir bileşeni haline getiren pedagojik yaklaşımları görünür kılmayı amaçlamaktadır. Kurumlarda açık hava ortamlarının daha işlevsel ve kapsayıcı biçimde kullanılabilmesine yönelik ilham ve araçlar sunulacaktır.

Sınıfta Şefkatli İletişimin 4 Anahtarı

Öğretmenler, okul başta olmak üzere tüm öğrenme ortamlarının temel varoluş amacının, yani öğrenmenin gerçekleşebilmesi için kilit bir rol üstleniyor. Bu rolü taşıyan öğretmen, kendisini destekleyecek kaynaklara erişemediğinde veya iş yükünün içinde nefes alamadığında tükenip yalnızlaşabiliyor. Öğretmenin, kendi ihtiyaçlarını fark edip karşılaması, onun mesleğine dönük değerlerini yaşamasının, sınıf ortamında öğrencilerle güvenli bağlar kurmasının ve öğrenmeyi sağlamasının da anahtarı…

Psikoterapist Marshall B. Rosenberg’in kurucusu olduğu Şiddetsiz İletişim yaklaşımıyla bir tanışma alanı açacağımız bu atölyede, sınıfta kendiimizle ve öğrencilerle şefkatli iletişim kurmanın 4 temel anahtarını paylaşmayı amaçlıyorum.

Konu başlıkları:

   -  Zorlandığım anlarda hem kendime hem öğrencilerime nasıl şefkat geliştirebilirim?

      -   Şiddetsiz İletişim yaklaşımını uygulamak ilişkilere hangi yollarla kolaylık getirebilir?

      -    Güçlü ve sağlıklı bağlar kurmanın temel anahtarları nelerdir?